Hüseyin İşlek / Berlin
İki büyük özelliği ile Berlinliler tarafından oldukça iyi tanınan ve sevilen biridir Necip Toraman. Bunlardan birincisi iyi bir kuşçu olması mutlaka, çocukluğunda kuşlara, özellikle güvercinlere olan merakı yüzünden, annesi ve babası ile Almanya’ya çocuk olarak geldiğinden beri kanarya beslemesidir. Onlarca kanarya sahibi olan Necip’in kanaryaları ile Almanya, Avrupa hatta Dünya Şampiyonlukları var. Kanarya yüzünden Avrupa’nın ve dünyanın birçok yerine gidiyor Necip.
Dünyanın birçok yerine sadece kanarya için mi gider? Elbette ki hayır. Necip Toraman’ın ikinci büyük sevdası “Aslan”dır. Türkiye’nin tek Avrupa Şampiyonu olan futbol kulübü, yani sarı kırmızı takım Galatasaray nerede oynarsa, Necip oradadır. Galatasaray’ın Avrupa’ya geldiği hiçbir maçını kaçırmaz, hatta fırsat buldukça Türkiye’deki kupa, lig ve Avrupa kupası maçlarının da müdavimidir. Benim kökenim de Trakyalı olduğu için bu kardeşimin bendeki yeri çok farklıdır. Necip Lüleburgazlıdır. Hem de hasıdır, pek severim kendisini.
Başkentin Neukölln ilçesindeki dükkanında söyleşi yapmak için Karl-Marx-Strasse’deki telefon dükkanına gittim Necip Toraman’ın. Türkiye Süper Ligi’nin canlı maçlarını veren Digitürk’ün de Berlin bayisidir Necip. Korona günlerinde herkes gibi o da dükkanını kapamak zorunda kalmıştır.
Koronalı günlerde neler yaşadınız?
Necip Toraman: Koronalı günlerde herkes gibi bizi de kapattılar. Dükkanı kapattık. İki hafta kadar kapalı kaldıktan sonra “açın” dediler açtık. Ama bu arada dükkanda restorasyon ve yenileme işleri yaptık. Müşteri ile çalışan personelimiz arasına cam paravanlar çektik. Müşteri ile nefes ve solunum temasını önlemek için bunların gerekli olduğu söylendi. Kurallara baştan sona uyduk. Kapalı günlerde dükkanda iki hafta çalışma olmadı ama daha sonra üç arkadaşla çalışmaya başladık. Bizim beş personelimiz var, bunlardan ikisi korktukları için işe gelmediler, ben de onları sağlık sorunları nedeniyle haklı buldum ve kimseye çıkış vermedim.
Dükkanı açarken ne gibi önlemler aldınız?
Necip Toraman: Devletin ve Berlin Eyalet Hükümeti’nin bütün kurallarına ve öngördüğü koşullara uyduk. Hem kendimiz, hem personelimiz için maskeleri ve dezenfektanları aldık. İlk başlarda maske bulmakta zorluk çekiliyor ve bazı müşterilerimiz maskesiz geliyordu, onlara ücretsiz maske dağıttık. Bunu hem onların, hem kendimizin, hem de personelimizin sağlığı için yaptık. Öncelik insana hizmetti. Bilindiği gibi mağaza, dükkan ve marketlere girişlerde maske takma zorunluluğu var. Maske takmayanlara ceza kesiliyor, üstelik bu ceza mekan sahipleri için daha da ağır, binlerce Avro’ya mal olan cezalar var.
Dükkana Korona hastalı müşteri geldi mi? Çevrede Koronalı hasta oldu mu? Personel Korona ile ilgili bir sorun yaşadı mı?
Necip Toraman: Biz iki hafta kapalı olduğumuz günlerde dükkanda çok uzun zamandır düşündüğümüz yenileme işlerini yaptık, dükkanı modernize ettik ve dükkanda olduğumuz için sorun yaşamadık. Ne çevremde, ne dostlar arasında Korona ile sorun yaşayan oldu ve hasta olan da duymadım ben. Beş personelden ikisi zaten kapalı iken de, açtıktan sonra da bir süre dükkana gelmedi. Açtığımız günden bu yana da gördüğünüz gibi personel ile müşteri arasında saydam paravanlar var, sadece evrak ve kimlik alışverişi küçük pencerelerden yapılıyor. Personelin müşteriler ile yakın temasından kaçınıyoruz. Fiziki mesafeye, 1,5 metre kuralına uyuyoruz, ellerimizi devamlı yıkıyor ve dezenfektan kullanıyoruz. Dükkana giren her müşterimiz de ilk önce ellerini dezenfekte ediyor. Bugüne kadar sorun yaşamadık, umarım bundan sonra da yaşamayız. Zaten herkes kurallara uyar, önce kendini, sonra karşısındakini ve sevdiklerini korumak için kurallara uyarsa, sorun yaşanmaz.
İlk yorum yapan olun