DR. İSMAİL NEVZAT TUNCAY: “AŞI, AŞI, AŞI DİYORUM”

Korona aşısı konusunda bilinen ve bilinmeyenleri Dr. Tuncay’a sordum

Hüseyin İşlek / HAYPA.de

Değerli dostlar yıllardır karınca kararınca, vaktim el verdiğince, kalemim yazdığı sürece, sizlerin sesi, gözü ve kulağı olmaya ve sizlere haber ulaştırmaya çalışıyorum. Niyetim sizleri bilgilendirmek için habercilik yapmak. Hemen hemen her konuda bana gelen bilgileri, duyuruları, kültür, sanat ve spor etkinliklerini haber yapıyorum. Korona salgını başladığından bu yana sağlık konusunda önemli doktorlarla söyleşiler yaptım ve sizlere ulaştırdım. Koronavirüsü ikinci yılında, artarak can almaya devam ediyor. Koronavirüse karşı aşılar üretildi ve yenileri için çalışmalar yapılıyor. Peki Korona aşısı konusunda ne kadar bilgimiz var? Neleri yanlış, neleri doğru biliyoruz. Konuyla ilgili bilmediklerimizi; bilinenleri, bilinmeyenleri ve yanlış bilinenleri sizin için uzmanına sordum:

Aşı nedir?

Dr. İsmail Nevzat Tuncay: Aşı özellikle bir bakteri veya bir mikroba karşı hazırlanmış olan ve de vücutta hastalık yapmayan ancak vücudun müdafaa sistemini güçlendirip direnç sağlayan ve bu sayede insan vücudunu mikroplardan koruyan özel bir yöntemdir, ya da özel bir yöntemle yapılan maddeye verilen addır. Bildiğiniz gibi korona da bir sürpriz gibi çıktı karşımıza bu hastalık; ve de çok hazırlıksız yakalandı insanlık.

Henüz Çin’de salgın yeni çıkmışken bu meselenin üzerine eğilmek mümkündü. O sırada hazırlık yapmak mümkündü. Çok geç kalındı, buna rağmen tabii ki yinede tebrikler. Özellikle Türk Şahin ailesini tebrik etmek lazım; ilk aşıyı çıkaran onlar oldular. Bu arada İngiltere ve Amerika’da da aşılar çıktı ve bir şekilde aşı çeşitleri oluştu. Biliyorsunuz hep deneme yöntemiyle, yap dene, yap dene yöntemiyle bir şekilde araştırmalar yapıldı. Biraz mecbur kalındı acele edildi, özellikle üçüncü devre aşıları için yapılan araştırmalar oldukça uzun sürdü ve bu yüzden mümkün olduğu kadar kısa zamanda aşıların piyasaya çıkması sağlandı.

Aşı yapıldıktan sonra insan vücudunda antikor üretir ve virus bulaştığında aşı olan kişinin vücudunda bulunan etken antikor maddesi, vücudun koruma hücrelerini harekete geçirerek virüse karşı savaş açar ve derhal yok eder.

Aşı çeşitleri nelerdir? Günümüzde kullanılan kaç çeşit aşı var?

Dr. İsmail Nevzat Tuncay: Günümüzde kullanılan, ‘Biontech, Moderna, Astra-Zeneca, Johnson&Johnson, Rus Sputnic ve Synovac‘ aşıları var. Aslında bu aşıları şöyle 3 kategoriye ayırmak lazım. Bir tanesi m-RNA aşısı. Biontech ile Moderna’nın geliştirdiği bir metotla yapılır. Şimdiye kadar kullanılan normal grip virüsü aşısı gibi veya sarılık aşısı gibi aşı türleri dışında yeni geliştirilmiş bir metot bu biontech aşısı.

İkincisi Vektor aşısıdır. Vektor aşısında başka bir virüsün üzerine yüklenir aşının karakterleri. Karakterler Adeno virüsünün üzerine yükleniyor. Ayni adlı maymundan alınan ve insana zararsız olan bir virüs türüne Korona virüsünün bazı  etken olmayan parçacıkları yerleştirilir ve böylece aşı halinde insanlara tatbik edilir. Astra-Zeneca, Johnson&Johnson ve Rus Sputnic aşıları bu metotla yapılmıştır. Üçüncü tür aşı ise Türkiye’de kullanılan ve Çin aşısı diye adlandırılan ‘Synovac’tır. Şu sıralarda bazı ülkeler aşı üretmeye çalışıyor henüz daha tam olgunlaşmadı, deneme boyutlarında. Aşağı yukarı onlar hepsi klasik Çin aşısı gibi grip aşısı tekniğini kullanmak istiyorlar.

Aşının yan etkileri veya zararları var mı?

Dr. İsmail Nevzat Tuncay: İçinde tabii, aşıyı sağlıklı, hazır, ekonomik açıdan kullanılabilir halde  tutabilmek için bazı değişiklikler yapılması gerekiyor. Bu sebeple mümkün olduğu kadar yan etkisi olmayan aşılar üretildi. Yan etki olarak, özellikle aşının yapıldığı yerde kızarıklık ve o bölgede kaşıntı, bir de kolu kaldırırken hafifçe ağrılar oluşuyor. Ciddi bir reaksiyon çok nadir olarak görülüyor ve hemen hemen aşılarla ‘0‘ sıfır noktasında yan etki var denebilir.

Aşılar belli bir tecrübeyi beraberinde getirmediği için arada bazı şüpheler oluştu. Özellikle bildiğiniz gibi ‘Astra-Zeneca‘ aşısı için beyinin arka tarafında sinus venozus denilen bölgede tromboz oluştuğu şüphesi oluştu. Ancak bunun miktarı yani on milyonda bir /10 000 000 000) gibi çok komik rakamlarda görülen bir etkisi var. Daha doğrusu çok sık görülen bir komplikasyon değil; ve de henüz yüzde yüz aşıdan olduğu da belli değil. Ancak tabii özellikle sağlıkla uğraşan kişi veya kuruluşlar bu şüpheyi ciddiye aldılar ve bunun üzerine ilk önce aşının yapımı durduruldu. Zaten bu aşı daha  önce 65 yaş üstüne yapılmıyordu, arkasından 60 yaşın altına yapılmayacak bir gibi yorum yapıldı, bu da maalesef insanları bu aşıya güvensizliğe sevketti.

Yani çok komik, 20 yaşındakine yapamıyorsunuz, 30, 40 ve 50 yaşındakine yapamıyorsunuz, 60-65 yaş arasındaki kişiye şimdi siz bu aşıyı olabilirsiniz diyorsunuz; bunu kimseye anlatamaz ve ikna edemezsiniz. Bende bu yaş arası hastalarımı ikna edemiyorum. Bu aşıya büyük bir güvensizlik var. Hastalarım beni iyi tanır ve çok sever; aşı yaptığım her hasta bize gerçekten ‘BionTech‘ aşı mı yapıldı diye şişeyi eline alıp kontrol eden, hatta şişenin resmini bile çeken var.

Peki korona enfeksiyonunu atlatanlar ne yapacak?

Dr. İsmail Nevzat Tuncay: Korona Enfeksiyonu atlatana ne yapacağız. Burada da evvela şöyle bir yorum vardı, 3 ay sonra aşı olsunlar. Sonra, yani 2-3 gün evvel yeni bir kaide ortaya çıktı, şimdi enfeksiyon geçirildikten 6 ay sonra aşı yapılması öneriliyor.

Bu da bana biraz uzun geliyor, biz uygulama olarak tahmin ediyorum 5 ay sonra hastalık geçirmiş olanların da aşılarını yapmış olacağız. Önümüz ne gösteriyor? Bizi bekleyen neler var? Bunu zaman gösterecek. Sonbaharda nasıl olacak? Ne kadar insan aşılanmış olacak? Ne kadarı enfeksiyonlu olacak; bunların hepsi bir şekilde henüz tam çözülmüş problemler değil. Ancak bizim şu an yapabiceğimiz şu var; o da mümkün olduğu kadar fazla insanı, çoluk çocuğu, büyük küçük, yaşlı genç demeden aşılayabilmek.

Tabii belli bir yaş üstünde olanlar, kronik hastalığı olanlar, bakın sigara içenler tehdit altındalar, fakat buna karşılık astımı olanlar, astım ilaçları alanlar, daha az tehdit altındalar. Başlangıçta daha aşı henüz çıkmamışken, bir takım sıtma ilaçları sanki mucize ilaçmış gibi hastalara verildi. Şİmdi bunların lafı bile edilmiyor. Tedavi sistemi bir şekilde gelişim içinde. Ve mesela şu an bazı hastalara kortizon veriliyor belli problemleri olan hastalara. Astım hastalarının kullandıkları spreylerde kortizon vardır genellikle; bu hastalarda biraz daha sıkıntısız geçiyor bu korona enfeksiyonları.

Aşı olduktan önce ya da sonraki süreçte sigara ve alkol almanın zararı var mı?

Dr. İsmail Nevzat Tuncay: Alkol insan vücudunu zayıf düşürür. Sigara zaten normalde de kullanılmaması gereken birşey, onun üzerine fazla birşey söylemeyeyim. Sigara yüzünden akciğer kanseri olanları anlatmama gerek yok, herkesin bildiği birşey. Sigara akciğer kanserine sebep oluyor, özellikle bayanlarda meme kanserini bile solladı. Sigara artık çağımızın dışında olması gereken bir şey, onun için sigara ile ilgili başka bir şey söylemeyeyim. Ancak alkol de insan vücudunu yoran birşey, gece ve geç vakitlere kadar sigara ile beraber de kullanılır; onu da tavsiye etmiyorum, özellikle aşıdan sonra ilk 24 saat biraz dinlenmek, vücudu yormamak, vücudun müdafaa sistemini teşvik edecek olan sistemi yaratabilmek açısından çok önemli olabilir.

Türkiye’ye gideceğiz birinci aşıyı burada oldum, ikinci aşıyı Türkiye’de olabilir miyim?

Dr. İsmail Nevzat Tuncay: Buyurun, güzel soru. Aslında biliyorsunuz bu ‘Astra-Zeneca‘ aşısını birinci aşı olarak alanlar, ikinci aşısını yaptıramıyorlar. Dolayısıyla başka bir aşıya geçmek gerekir. Bu aşı müddeti dolduktan sonra ki, ‘Astra-Zeneca‘ aşısında 3 ay‘dır; üç ay içerisinde vücudun yeterince kadar antikorunun teşekkül ettiği ve ikinci aşının yapılması düşünülür, böyle durumlarda ikinci aşı için mesela biz ‘BionTech’i tercih ediyoruz ve ikinci aşı olarak onu yapıyoruz. Böyle bir çözüm üretildi. Ancak mesela Türkiye’de kullanılan aşı bildiğiniz gibi ‘Çin Aşısı‘ onun hazırlanışı tamamiyle grip aşısı tekniğiyle yapılıyor.

Acaba bunda bir uyum sağlama olanağı olacak mı? Bir başka aşıyla uyum sağlayacak mı? Bizim burada mesela ‘BionTech‘ aşısı olan Türkiye’de‚ ‘Çin Aşısı‘ olabilir mi? bunu bilimsel olarak benim cevaplandırmam mümkün değil. Sanıyorum bu konularda muhakkak araştırmalar yapılıyordur. Bilimsel bulgular ortaya çıkar ve bize ulaştırılırsa bu konuda da bilgi verebiliriz. Doğrusu birinci ve ikinci aşıyı ayni cins aşıdan yaptırmaktır, güvenilir olan da budur.

Son soru aşı olmayı tavsiye eder misiniz? Ve aşı konusunda siz neler söylemek istersiniz?

Dr. İsmail Nevzat Tuncay: Aşı mutlaka ve mutlaka mümkün olduğu kadar hepimizin, geniş çevrede yapılması gereken bir şey. Aşısız hiç kimse bu işten kolay kurtulacağımızı ümit etmesin. Bakın, üçüncü dalga geldi. Hem de feci bir şekilde geldi.

Ben burada test yapmaya devam ediyorum, her gün 3-4 kişi pozitif çıkıyor. Bu benim bölgemde yalnız. Biz Berlin’de normalden biraz büyük muayenehaneyiz ama bütün mahalleyi de kapsayacak kadar da büyük değiliz tabii. Hastahanelerin istatistikleri çok daha ağır şeyler gösteriyor. Sağlık Senatörlüğü’nün ve Robert Koch Enstitüsü’nün verileri, bulguları ve bilgileri bu rakamları söylüyor. Hergün 12-13 000, hatta yaklaşık 20 000 kişi yeni hasta oluşuyor. Bu çok feci bir durum. Bunlar çok büyük ve endişe verici rakamlar, bu sebeple AŞI, AŞI, AŞI diyorum.

Bir de ben bu COVID-19 enfeksiyonunun büyüklere çocuklardan geçtiğine inanıyorum; çünkü çocuklar şikayetsiz bir şekilde, hastalık belirtisi olmadan, ne ateş, ne boğaz ağrısı, ne tad duygusu kaybı, ne de koku hissi kaybı olmadan, yani bunların hiç biri olmadan, güle oynaya bu hastalığı geçiriyor. Geçiriyor ama, evde önce annesine, babasına geçiriyor, büyükannesine ve dedesine de geçiriyor. Onlarda; yani yaşlı insanlar her zaman hayati tehlike içerisinde. Özellikle aşılanmanın oradan başlaması da bunu gösteriyor zaten. Aşılanmada 50 yaş altına inebilirsek, hiç olmazsa ölümlerin önüne geçebiliriz. Halk ister ve aşılanma toplumun yüzde 60’ının üzerine çıkarsa; bu feci ve sıkıntılı dönemden kurtulmuş oluruz. Herkes tatiline gidebilir, isteyen dışarda yemeğini yiyebilir, isteyen dostları ve arkadaşları ile buluşabilir, sporunu, eğlencesini ve partisini yapabilir. Her şey yapılabilir, hürriyet dediğin de budur zaten.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*