SEVİM AYDIN: “HUZURLU VE ONURLU BİR YAŞAM İÇİN SPD’Yİ SEÇİN”

Hüseyin İşlek / HAYPA.de

Bilindiği gibi Almanya’da 26 Eylül’de seçimler var ve 2021 yılı süper seçim yılı olacak. Bu yıl genel seçimlerin yanı sıra altı eyalette de eyalet meclisi seçimleri var. Koronavirüs salgını seçim hazırlıklarını büyük ölçüde zorlaştırıyor. kimlerin milletvekili olarak parlamentoya girecekleri ise merakla bekleniyor.

Başbakan Angela Merkel bu seçimlerde aday olmuyor. Gerek Almanya Federal Parlamentosu’na, gerekse eyalet parlamentolarına girebilmek için çok sayıda Türk ve yabancı kökenli de bu seçimlerde milletvekili adayı oldu. Federal Parlamento’da Angela Merkel’in yerine Almanya Şansölyesi, Berlin Eyalet Parlamentosu’nda ise hükümet eden Belediye Başkanı Michael Müller’in yerine Berlin Eyalet Başbakanı kim olacak belli değil, zira Müller’in hedefi Federal Meclis’e girmek. Biz de Berlin eyalet milletvekili adayları ile onları yakından tanımanız için söyleşi yapmayı istedik. İlk söyleşimiz Friedrichshain-Kreuzberg’te SPD’nin Berlin Eyalet Parlamentosu seçimleri için Kreuzberg 3. bölge milletvekili adayı Sevim Aydın.

Sayın Sevim Aydın, siz Friedrichshain-Kreuzberg’te SPD’nin Berlin Eyalet Parlamentosu seçimleri için Kreuzberg 3. bölge milletvekili adayısınız. 10 yıldır Friedrichshain-Kreuzberg Belediye Meclisi’ndesiniz. Uzun yıllardır SPD’de yöneticilik yapıyorsunuz. Sosyal demokrat Sevim Aydın’ı yakından tanıyalım.

Sevim Aydın: Altı yaşındayken annem ve kardeşlerimle birlikte Berlin’e babamın yanına geldim. Tunceli / Dersim Pülümür doğumluyum. Ailenin en küçüğü olarak çocukluğum, gençliğim Kreuzberg SO36’da, Naunynstraße’de geçti. Kreuzberg’teki Heinrich-Zille İlkokulu’a gittim. Daha sonra yine Kreuzberg’teki Carl-von-Ossietzky Okulu’nda liseyi bitirdim. Ardından Berlin Hür Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördüm ve Frankfurt (Oder) Avrupa Üniversitesi’nde masterımı yaptım. Oldukça erken politikayla ilgilenmeye başladım. Hem bir işçi çocuğu, hem de göçmen olarak çevrenizdeki eşitsizlikleri, haksızlıkları daha erken görüyorsunuz. Bende bunları hem değiştirme isteği, hem de değiştirebileceğime dair bir inanç vardı. Dayanışma, özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti kuralları içinde toplumların değiştirilebileceğine ve sorunların çözülebileceğine inanıyorum. Olaylara böyle bakınca kendinizi birden sosyal demokratların içinde buluyorsunuz. Onlarla birlikte bir şeyler yapabileceğinize inanıyorsunuz. Ben de o nedenle SPD içinde aktif oldum. Şimdi hem milletvekili adayıyım hem de SPD eyalet yönetim kurulu üyesiyim.

Milletvekili seçilirseniz hangi konulara ağırlık vereceksiniz?

Sevim Aydın: Hepimiz daha iyi yaşamak istiyoruz. Huzur içinde, kendimizi güven içinde hissederek yaşamak istiyoruz. Geleceğe güvenle bakmak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunmak istiyoruz. Ben bir sosyal demokrat olarak bu yolda ilerleyebilmek için eğitim, konut ve iş piyasası politikalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğitimi ele alalım. Çocuk yuvasından üniversiteye kadar ücretsiz eğitim, yeterli sayıda yuva olanağı, çocuklara okulda öğle yemeği verilmesi çok önemli. Sosyal demokratlar olarak Berlin’de bu konuda önemli ilerlemeler sağladık. Şimdi amacım eğitimde şans adaletini sağlamak, kaliteyi artırmak ve çağın koşullarına uygun olarak eğitimde dijitalleştirmeyi ilerletmek gerekiyor. Gençlerin meslek eğitim sorununa çözüm bulmalıyız. Özellikle pandemi döneminde önemli eksiklerimiz olduğu görüldü. Ben bu konularla özellikle ilgilenmek istiyorum. Berlin’de konut alanında ciddi sıkıntılar var. Konutların miktarı yetmiyor ve kiralar hızla artıyor. Berlin’de hızla ödenebilir kiraları olan evler, sosyal konutlar inşaa etmek zorundayız. SPD olarak dediğimiz gibi “bauen, bauen, bauen!” Aynı zamanda kiraların artışına karşı önlemler almalıyız. SPD olarak gündeme getirdiğimiz ve yasalaşan “Kira Sınırlama Yasası” (Mietendeckel) çok önemliydi. Bu yasa bir süre soluk almamızı sağlayacak. Ama bu süreyi iyi değerlendirmemiz ve gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Gelecekte de kira artışlarının kontrol altında tutulması için yeni önlemler geliştirmeliyiz. İş ve aş. İş olanaklarının artırılması, yardıma muhtaç olmadan yaşamayı sağlayan ücretler her zaman sosyal demokrat politikanın merkezinde yer almıştır. Pandemi bittiğinde iş piyasasının durumunu göreceğiz. Bu konuda ciddi çalışmalar yapmak gerekliliğini söylemek için falcı olmaya gerek yok.

Peki göçmenlerin durumu?

Sevim Aydın: Önce kadınların durumuyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Bir kadın siyasetçi olarak kadınların her alanda eşit ve özgür olmaları benim için büyük önem taşıyor. Bu özellikle göçmen kadınlar için daha da önemli. Kadın olarak siyasette eşit söz sahibi olmak için “Paritätsgesetz” (Eşitlik Yasası) ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele özellikle üzerinde durduğum hususlar. Göçmen olarak toplumsal yaşamın her alanında eşit haklar, her türlü ayrımcılıkla mücadele, çifte vatandaşlık, vatandaşlığa başvuruda işlem sürelerinin kısaltılması önemli konular. SPD olarak Berlin’de bir göç müzesi kurulmasını hedefliyoruz. Bu aynı zamanda ilk kuşağın anılarını en güzel şekilde yaşatmak için bir olanak olacak. Ama tabii en önemlisi ırkçılıkla mücadele. Günlük yaşamdaki ırkçılık yanında yapısal ırkçılıkla, yani kurumlardaki, devlet kurumlarındakı ırkçılık ve ayrımcılıkla da ciddi mücadele yürütmemiz gerekiyor. Bu konuda da bu dönem bazı adımlar atıldı ama devamının getirilmesi gerekiyor.

Seçimler ve seçim kampanyası hakkında neler söyleyeceksiniz?

Sevim Aydın: Pandemi koşullarında zor bir kampanya olacak. Her şeyden önce tüm insanlarımızı seçimlere katılmaya ve görüşlerine en yakın demokratik partiyi desteklemeye çağırıyorum. Bu ırkçıları    ve aşırı sağcıları parlamentolardan uzak tutmak için en geçerli yol. Sorunlarımızın çözümü, huzurlu ve onurlu bir yaşam için SPD’yi seçiniz diyorum.

Bir kadın siyasetçi olarak hangi kadın sorununu gündeme getireceksiniz?

Sevim Aydın: Her şeyden önce her kadının bu toplumun eşit ve özgür olması, kendisi ile ilgili kararları özgürce alabilmesi, sokakta, işyerinde, evde eşit muamele görmesi, cinsiyet ayrımcılığına son verilmesi bir kadın siyasetçi olarak benim temel hedefim. O nedenle siyasette yani karar organlarında kadınların eşit temsil edilmeleri, kararların oluşumuna güçlü bir şekilde katılmaları çok önemli. Bu amaçla da “Paritätsgesetz” dediğimiz ve “Eşitlik Yasası” diye Türkçeye çevirebileceğimiz yasayı çok önemli buluyorum. Parlamentoda bu yönde aktif çalışma yapacağım. Çok önem verdiğim diğer bir konu ise kadına şiddet, aile içi şiddet, evde şiddet. Özellikle bu pandemi sırasında insanların evlere kapanmak zorunda kaldıkları dönemde bu sorun çok arttı. Bu konuda derhal ciddi önlemler alınması gerekiyor. Şiddete maruz kalan kadınlara hızlı ve etkin yardım sunulmalı, danışma yerlerinin ve kadın korunaklarının sayısı artmalıdır. Şiddet uygulayanlara hızlı ve caydırıcı cezalar verilmeli. Bu tür olayların gizli kalmaması için gerekli aydınlatıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bu sorun göçmenler arasında ve bizim toplumumuzda da çok ciddi boyutlarda. Ve bu konu da benim üzerinde öncelikle duracağım diğer bir konu olacak.

Birinci kuşaktan yalnız yaşamak zorunda kalan kadınlar için tavsiyeleriniz nelerdir?

Sevim Aydın: Çok önemli bir konuya değindiniz. Toplumumuz yaşlanıyor. Yalnız yaşayanların, bakıma gereksinimi olanların sayısı artıyor. Bizim insanımızın kültürü, yetişmesi, inançları nedeniyle farklı ihtiyaçları var. Göçmen kadınların ve özellikle birinci kuşaktan yalnız yaşayan kadınların sorunları ve gereksinimleri çok daha özel. Maalesef bu konuda yeterli hazırlık ve altyapı yok. Örneğin bu gruba yönelik bir araya gelebilecekleri, boş zamanlarını değerlendirebilecekleri merkezlerin sayısı artırılmalıdır.

Birinci kuşaktan yalnız yaşayan kadınların bir arada oturabilecekleri ve yardımcı görevlilerin de bulunduğu evler organize edilmelidir. Bu nedenle gittikçe yaşlanan toplumda biz siyasetçilerin ama göçmen örgüt ve aktivistlerinin de bu konularda yoğun çalışması gerekiyor. Her türlü eksiğe rağmen var olan olanaklardan sonuna kadar yararlanmaya çalışmamız lazım. Bu durumda olan kadınlarımıza, aynı zamanda onların çevresindeki kişilere de tavsiyem, evlere kapanıp kalmasınlar! Var olan kurumlarla mutlaka temasa geçsinler! Bizler de toplum olarak Yaşlılar Meclisleri (Seniorenbeirat) gibi yapılara daha fazla ilgi göstermeliyiz. Oralar sorunlarımızı ve isteklerimizi dile getirebileceğimiz kurumlar.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*