METE EKȘİ ÖDÜLLERİ 29. KEZ VERİLDİ

Hüseyin İşlek / HAYPA.de

“Mete Ekși Fonu” tarafından her yıl daǧıtılan “Mete Ekși Ödülleri” sahiplerini buldu. Ödül, farklı kültürlerden gelen insanların barış içinde birlikte yaşayabilmeleri için girişimlerde bulunan çocuk ve gençlik gruplarına veriliyor. Geçtiğimiz yıllarda genellikle Charlottenburg Belediye Sarayı’nda anlamlı bir törenle verilen ve bu yıl 29. kez düzenlenen ödül töreni, Berlin Eyâlet Hükümeti’nin Korona salgını tedbirleri kapsamında uyguladığı kısmi karantina nedeniyle salonda yapılamadı.

“Mete Ekşi Anıt Taşı”na çelenk                                                                                                                            

Her yıl, Charlottenburg Belediye Sarayı’ndaki tören sonrası “Mete Ekşi Anıt Taşı”nda düzenlenen anma töreni, bu kez ödül alanların da katılımıyla gerçekleştirildi. Adenauerplatz’da bulunan Mete Ekşi Anıt Taşı’na gelenler burada saygı duruşunda bulunarak, çelenk ve çiçeklerini anıt taşına bıraktılar. Muavin Konsolos Bilal Çamlık, Mete Ekşi Fonu Eş Başkanları Melike Çınar, Peter Baumann ve GEW-Berlin Eş Başkanı Doreen Siebernik saygı duruşundan sonra burada yaptıkları kısa konuşmalarla, Berlin’de yaşayan toplumların barışla saygı içinde bir arada yaşamasının bu kente saygı olabileceğini gösteren örnekleri görmekten memnun olduklarını söylediler.

Melike Çınar, Mete-Ekşi-Fonu’nun kuruluş nedenini anlattı

28 Kasım Cumartesi günü anıt taşta düzenlenen törende, Berlin Türk Veliler Birliği adına söz alan Mete-Ekşi-Fonu Eş Başkanı Melike Çınar, Mete Ekşi’nin Berlin Duvarı’nın yıkılışı sonrasında ırkçılığın, yabancı düşmanlığının doruk noktasına erdiği ve Mete’ye saldırıdan kısa bir süre önce Amedeu Antonio Kiowa adlı siyahi bir genç 24.11.1990 tarihinde Eberswald’ta saldırıya uğradı. Mete’nin de o zincirin bir halkasını oluşturduğunu ve bu gibi olayların önlenmesine katkıda bulunmak için Berlin Türk Veliler Birliği ve GEW Berlin’in 29 yıl önce yaşamına son verilen Mete adına Mete-Ekşi-Fonu’nun kurulduğunu dile getirdikten sonra sözü muavin konsolos Bilal Çamlık’a verdi.

Bilal Çamlık: “Irkçı ve ayrımcı saldırılara artık dur demenin zamanı gelmiştir.”

Mete Ekşi’nin 1991 yılında kahpe bir ırkçı saldırının kurbanı olduğunda genç bir delikanlı olduğunu, Mete’nin katli ve diğer ırkçı saldırıların münferit olay şeklinde değerlendirilmesi ve yeterli önlemlerin alınmaması, geçen yıllarda da maalesef onlarca insanın ırkçı saldırıların hedefi haline gelmesine yol açtığını söyleyerek başladığı konuşmasına, “Avrupa’da ve genel anlamda dünyada giderek artan yabancı düşmanlığı ile mücadelede gösterilen duyarsızlık, bu tür saldırılara her geçen gün bir yenisinin eklenmesine neden olmuştur ve olmaktadır. Irkçı ve ayrımcı saldırılara artık dur demenin zamanı gelmiştir. Irkçılıkla, yabancı düşmanlığıyla ve dinsel ayrımcılıkla mücadelenin en etkili yolu, bunlara karşı cesaretlendirici yaklaşımlardan uzak durulması ve kesin tedbirlerin hayata geçirilmesidir.

Bu hususlarda tüm ülkelere görev düşmektedir. Türkiye ikili ve uluslararası alanlarda, ırkçılığa her türüyle mücadele için gerekli işbirliğini göstermekte kararlı olduğunu ve bu doğrultudaki samimi çabalarını her düzlemde sürdüreceğini vurgulamıştır. Mete Ekşi’yi bir kez daha rahmetle anarken, ailesinin kederli üyeleri ile acısını paylaşan yakınları ve arkadaşlarına sabır ve metanet diliyoruz.” diyerek sözlerini bitirdi.

Üçüncü konuşmacı GEW Berlin Eş Başkanı Peter Baumann sözlerine gençler arasındaki tartışmanın sonunun çok vahim bir sonuca ulaştığını, çünkü o günün olumsuz politik ve toplumsal koşullarının bu gibi olayların hazırlayıcısı olduğunu dile getirdikten sonra, “Türk Veliler Birliği ve GEW Sendikası’nın Berlin şubesinin Mete-Ekşi-Fonu’nu kurarak, özellikle beraber yaşamaya ve dışlanmaya, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına karşı çalışma yapan gençleri Mete’nin katlediliş gününe denk gelen günlerde anılmasında ödüllendirilerek teşvik etmektir.” dedi.

Son konuşmacı olarak söz alan GEW-Berlin Eş Başkanı Doreen Siebernik, diğer konuşmacılar gibi Mete-Ekşi-Fonu’nun kuruluş nedenine kısaca değindikten sonra, gençlerin bu bağlamda yaptıkları çalışmaların önemine vurgu yaparak, içinde bulunduğumuz sosyolojik, politik durum nedeniyle toplumun her kesiminin gelişmelere karşı dikkatli olmaları gerektiğini dile getirdi.

Bu yıl 2.000 Avro deǧerindeki büyük ödülü “Mpower e.V.” projesi aldı. Projenin arkasında göçmen ve mülteci geçmişine sahip kızlar ve genç kadınlar var. Birlikte fikir aşamasından post prodüksiyona kadar, seslerini ve hikayelerini duyulabilir ve görünür kılacak filmler üretiyorlar. Beyaz olmayan kızların da eşit muamele gördüğü ve eşit katılım imkanlarına sahip oldukları bir toplum anlayışını destekliyorlar.

Birincilik ve ikincili ödülleri sahiplerini buldu

1.000 Avro’luk ikincilik ödülü, ağırlıklı olarak Arap kökenli öğrenciler ve gönüllüler arasında mentorluk (daha az deneyimli kişilere destek, danışmanlık ve motivasyon sağlamak) yapmaya olan kararlılıkları nedeniyle “Schulpaten Berlin e.V.”ye verildi. Dernek 2010 yılından beri 800’den fazla mentorluk faaliyetine aracılık etti.

Mete Ekşi Ödülü 29 yıldan beri her yıl verilmektedir. Şimdiye kadar 100’den fazla Berlinli çocuk ve gençlik grubu bu ödülü aldı. Ödül, farklı kültürlerden insanların barış içinde bir arada yaşamasını destekleyen çocuklara ve gençlere verilmekte. Pandemi nedeni ile bu yıl maalesef ödül dağıtımı törensiz gerçekleştirildi.

Amedeu Antonio Kiowa 24 11.1990 tarihinde Eberswald’ta saldırıya uğradı ve 5 gün sonra da hastanede hayatını kaybetti. O zaman Brandenburg Eyaleti’nin Yabancılar  Görevlisi (Ausländerbeaftragte) Bayan Kahane bu gencin adına bir vakıf kurmuştu. Çalışmalarına devam eden bu vakıf sayesinde anma törenleri günümüzde de gerçekleştirilmektedir.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*