İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİM

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı Almanya’nın Başkenti Berlin’de düzenlenen bir etkinlikle protesto edildi

Hüseyin İşlek / HAYPA.de

“Kadınlara yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi“nin, Türkiye Cumhuriyeti bakımından iptali Almanya’nın başkenti Berlin‘de CHP Berlin Birliği, Türk Alman Kadınlar Birliği Derneği (BETAK),  Berlin-Brandenburg Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD Berlin), Berlin Türkiye Kadınlar Birliği, Berlin Sivaslı Canlar Derneği, Halkçı Devrimci Birliği (HDB) Berlinli Sosyal Demokratlar Derneği’nin (BSD) ortaklaşa düzenlediği ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Almanya Milletvekili Cansel Kızıltepe ile çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu’nun başkanları, yönetim kurulu temsilcileri, üyeleri ve yaklaşık 350-400 civarında Berlinlinin katılımıyla başkentin tarihi yapılarından YIKIK KİLİSE adıyla bilinen ‘Gedächtniskirche’nin önünde protesto edildi.

Berlin İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı ve kadına karşı şiddet ile ilgili sloganların atıldığı etkinliğe Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili, Avukat (Fikir ve Sanat Eserleri) ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın Erkek F. Eşitliği Komisyonu CHP Grup Sözcüsü de telefonla katıldı.

CHP Berlin Birliği Başkanı Kenan Kolat etkinliğin açılış konuşmasında “Hedefimiz geceyarısı çıkartılan bu kararla uluslararası bir kararının iptalini protesto etmek, kadınları korumak için ortaya konmuş olan bu ‘İstanbul Sözleşmesi’ geçekten kabul edilmez bir şekilde ortadan kaldırıldı. Bu hiçbir şekilde bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil; bu konu hem anayasaya aykırı; hem de kadınların ve erkeklerin birlikte karşı çıkması gereken bir olaydır o bakımdan biz de Cumhuriyet Halk Partisi Berlin Birliği olarak burada kadın erkek beraberiz” dedi. Daha sonra etkinliğe katılan derneklerin temsilcileri birer konuşma yaptılar.

BETAK Derneği adına söz olan yönetim kurulu üyesi Canan Meral Türkmen, “Değerli Katılımcılar, Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten siyasi irade, talihsiz bir karara imza atmış ve 11 Mayıs 2011’de ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak çekilmiştir. Böylelikle 20 Mart 2021 tarihi; bir kara gün olarak vicdanlarımızda ve tarih sayfalarında yerini almıştır. Hergün bir kadının öldürüldüğü ülkemizde kadınların temel hak ve özgürlüklerini yok saymak anlamına gelen bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir. İstanbul Sözleşmesi; hükümleri gereği, toplumun tüm kesimlerini, cinsiyet, cinsel yönelim, dil, din, ırk, azınlık ve engellilik,  gibi kriterlere bağlı olmaksızın, her türlü şiddet ve ayrımcı eylemden korumayı hedeflemektedir. Devletin görevi ise, bu sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerini önlemek, kovuşturmak ve  uygulayıcılarını cezalandırmaktır. Beklentiler bu yönde iken, Anayasa’ya aykırı bir şekilde sözleşmeden KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile çıkmanın hiç bir hukuksal dayanağı yoktur. Bizler bu kararın geri çekilerek hatadan geri dönülmesini talep ediyoruz.” şeklinde konuştu. Bu konuşmanın Almanca metni ise dernek üyelerinden Ulrike Meitzner tarafından dile getirildi.

HDB adına konuşan Ahmet İyidirli: Böylesi önemli bir konuda, Türkiye’de demokrasinin ağır darbe yediği bu olayda kısa süre içersinde tepki göstererek Berlin’de, avrupanın ortasında düşüncelerimizi dile getirmemiz büyük önem taşıyor. Alınan karar iki açıdan vahim; birincisi Türkiye demokrasisi açısından, parlamentonun aldığı bir kararı, ülkenin başına geçmiş olan kişinin iki dudağı arasına sıkıştırmak demokrasi anlayışı bakımından asla kabul edilebilir bir durum değildir. 21. Yüzyılın başında insanlar arasındaki farklılıkları artık yok saymayı hedeflediğimiz bir dönemde kadın erkek eşitliğini, cinsiyet eşitliğini, hak eşitliğini her alanda; toplumsal yaşamın her alanında hayata geçirmeyi hedeflediğimiz bir ortamda böylesi bir olayın yaşanması Türkiye demokrasisi, Türkiye demokratları açısından çok üüzücü oldu. Sadece kadınlarla değil Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren tüm insanlarla 3000 kilometre uzaktanda olsa dayanışma içindeyiz. Bu kararı alanları, bu kararı destekleyenleri, bu karara alt yapı hazırlayanların hepsini en sert bir şekilde eleştiriyoruz. Bunları tarih mahkum edecektir; insanlara karşı, kadınlara karşı, farklı cinsiyetlere karşı böyle acımasız davranış içinde olan, onları dışlayan, aşalıyan insanları tarih yargılayacaktır ve en acı bir şekilde alınların ortasına bu damgayı vuracaktır. Katılımcılara teşekkür ediyor ve bundan sonraki tüm etkinliklerimizde omu omuza mücadeleye davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Ardından söz alan Sosyal Demokratlar Derneği’nin Kurucu Başkanı, Almanya Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu Kurucu Başkanı, Almanya Türk Toplumu’nun da  Kurucu Başkanı  Dr. Ertekin Özcan: “Arkadaşlar aslından söylenmesi gerekenleri söylediler” diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Ama b en bir şeyin altını çizmek istiyorum. O kadar çok sıkıştılar ki arkadaşlar, artık tüm anketler bunların gidici olduğunu gösteriyor. Türkiye’de giderek oluşmaya başlayan demokrasi cephesi gittikçe güçleniyor. Bunların amaçları bu demokrasi cephesini nerede birbirine düşüreceğimiz noktalar varsa, en çok o konuları gündeme getirip bu cepheyi bölmek istiyorlar. Bunlar ne yaparlarsa yapsınlar; yani Türkiye’de 6 milyon oy alan bir partinin genel başkanlarını, başkanlarını, üyelerini 670 kişilik bir dava açarak, hapise sürükleyerek, Türkiye’deki demokrasi hareketini bölmek istiyorlar, yapamayacaklar. Bunu hepimiz biliyoruz ki; kapatılan her partinin veya kapatılmasa da çalışamayacak hale getirilmesinin; HDP’yi kastediyorum, ne yaparlarsa yapsınlar bu ittifakı bozamayacaklar.

Ve bunun için de Türkiye boğaziçi olaylarını ortaya çıkararak ve en sonunda ‘İstanbul Sözleşmesi’ni yani insanların ayrımcılık yapılmaksızın, cinsiyetlerine, yaşam biçimlerine, sosyal statülerine ve her türlü ırkçılığa karşı kabul edilmiş olan bir yasayı oratadan kaldırarak, ki bu yasa uluslararası bir sözleşme sonucunda karar alınarak, parlamaneto tarafından; yani Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen bir yasadır; bir Cumhurbaşkanlığı, yani Cumhurbaşkanı, şimdi eski hükümet, yani bir yasayı siz hükümetin kararı ile kaldırabilir misiniz? Kaldıramazsınız! Ve bu hukuki açıdan; öyle zannediyorum ki; Türkiye’deki siyasal partiler, Cumhuriyet Halk Partisi bunu iptal ettirmek için de Danıştay’a baş vurmuştur. Ve bunun sonucunda, hukuk işlese de, işlemese de; tarihe not düşmek açısından bu çok önemli bir olaydır. Öyle zannediyorum ki Danıştay Üyeleri de bu konuda çok zorlanacaklardır ve umud ediyorum ki oradan da bu iptal kararına karşı olumlu bir yanıt çıksın; çıkmasa bile bu karar hükümsüzdür; çünkü Anayasaya’da aykırıdır, kanunlara da aykırıdır. Bu bakımdan bizim güç birliğimizi, demokrasi güçlerinin güç birliğini hiç kimse bozamayacaktır arkadaşlar. Biz burada sürekli devam etmeliyiz mücadelemize; bunlar geldikleri gibi gidecekler arkadaşlar. Ve ‘İstanbul Sözleşmesi’ hayata ve uygulanmaya devam edecektir arkadaşlar.”

Cumhuriyet Halk Partisi Berlin Birliği Kadınlar Kolu Başkanı Zerender Gürel’de: “Hepiniz hoşgeldiniz, kadınlar demiyorum hoşgeldiniz hepiniz. Dün bir kabusa uyandık, yarın ne kabuslara uyacacağımız belli mi? Kaç kadınımız katledilecek, kaç çocuğumuz istismar edilmeyecek. Biz bunları kaç zaman daha bekleyeceğiz. Bunların istedikleri olmasın ve olmayacak. Biz bitti demeden bu hadise, bu olaylar ve bu yasa bitmeyecek ‘İSTANBUL ANLAŞMASI YAŞATIR’ ve hepimiz biliyoruz ki bunun yaşatılacağını. Arkadaşlar bu çok ciddi bir konu; neden ciddi bir konu? Çünkü bizi, hepimizi derinden üzüyor, bizi ihlal ediyor. Kalplerimiz, yüreklerimiz katledilen kadınlarla birlikte ölüyor. Ölüm var bu kararın ucunda. İstemiyoruz! Erdoğan ve Hükümeti derhal bu kararı iptal etmeli” dedi.

Ardından Çorumlular Derneği adına Mustafa Yeni, yaptığı konuşmada, IGM Metal Yabancılar Komisyonu Başkanı olarakta burada bulunduğuna dikkat çekerek; sözlerin, kelimelerin bittiği noktaya gelindiğini söyledi ve “Dünyanın gelişmesi ve globalleşmesindeki bu hızlı gelişmeyi, Türkiye’de benim içimi en çok acıtan anlaşmanın adının İstanbul olması. İstanbul Anlaşması’nı yapan ülke ilk olarak bu anlaşmadan vazgeçiyor. Türkiye’deki politik gelişmeyi, kadına bakış açısını, her gün kadınların öldürülmesini gördüğüm halde bundan nasıl vazgeçilir onu çözemedim.” diyerek bütün kadınlara saygısını sundu.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Almanya Milletvekili Cansel Kızıltepe’de etkinliğe katılanlar arasındaydı. Kızıltepe etkinliğe katılan herkesi selamlayarak yaptığı konuşmaya şöyle devam etti: “Sevgili arkadaşlar, sevgili yoldaşlar; önce kadın hakları düşer, sonra demokrasi. Dün TR adına karanlık bir güne uyandık. ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, kadın haklarını yerin dibine batırmak demektir. Kadının değeri yoktur demektir. Ve Cumhurbaşkanı yıllardır süren mücadelemizi bir kalemde sildi demektir. Bu bir utançtır, şiddettir bunun karşsındayız ve şiddetle kınıyoruz arkadaşlar. ATATÜRK kadın hakları için önemli adımlar atmıştır. 1926 da çok eşliliği kaldırmıştır. 1935’te kadına seçme ve seçilme hakkını getirmiştir.

Ve sizlere ATATÜRK’ün şu sözlerini hatırlatmak istiyorum. “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, Bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin, mümkün müdür?” Mümkün değildir arkadaşlar. Sevgili dostlar benim burada sizlere iletmek istediğim, kadınlarımızın, emekçi kadınlarımızın ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nden birkaç gün sonra bu karanlığa itilmesine izin vermeyeceğiz. Emekçi kadınlarımız kazanacaktır, kadınlar kazacanacaktır ve hep beraber mücadelemizi devam ettireceğiz. Ve gelin hep birlikte; Türkiye’de de, İstanbul’da da paylaşılan sloganımızı da hep birlikte söyleyelim. ‘KARARI GERİ ÇEK. SÖZLEŞMEYİ UYGULA’ (bu slogan hep birlikte seslendirilirken Ku’damm adeta tek yürek olmuş inliyordu). Mücadelemize devam ediyoruz arkadaşlar.

Şemsi Bilgi (Berlin Türkiye Kadınlar Birliği): İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kadınlar için büyük bir geri adımdır. Kadınların evde, işte, dışarda şiddete maruz kalmamasını, toplumda yerlerini almasını, kendi ayaklarının üzreinde durmasını senelerdir savunuyoruz ve bunu Türkiye’deki kadınlarda yapıyorlar. Mücadelemize sonuna kadar devam etmeliyiz” dedi.

Ali Erdoğmuş (ADD-Berlin): Türkiye’nin aydınlık yüzlü insanları, emekçi kadınlar, aydın kadınlar; bu karanlıklar sizin mücadelenizle mutlaka yıkılacaktır. Tayyipler ve bütün gericiler ellerindeki bütün olanaklarıyla saldırılarına devam etsinler. Bu saldırılar sizlerin mücadelesi ile mutlaka ve mutlaka püskürtülecektir. Bu püskürtme mücadelesine birlikte omuz verecek kesimler birlikte ve beraber olmak zorundalar. Bugün sadece İstanbul Sözleşmesi’ne değil, Trürkiye Cumhuriyeti’ne, laikliğe, demokrasiye, insan haklarına ve dünya ile bütünleşmeye karşı yapılmış olan bir saldırıdır. Bu saldırıyı hep birlikte püskürtmek için gücümüzü birleştirmek zorundayız. Hepsinize saygılar sunuyorum” dedi.

Cemal Boyraz (Sivaslı Canlar Derneği Başkanı): “Kadınlarımız bizim baş tacımızdır. Kadınlarımıza karşı yapılan bu olay ve İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesi asla kabul edilmez, biz de bu nedenle bu kararı protesto ediyoruz” dedi

Sera Kadıgil (CHP) İstanbul Milletvekili: Berlinli kadınlara ve etkinliğe katılanlara İstanbul’dan selam ve sevgilerimi gönderiyor ve duyarlılığınız, dayanışmanız ve destekleriniz için gerçekten çok teşekkür ediyorum. Biz burada huzurla dönebileceğiniz bir ülke için var gücümüzle çalışıyoruz, o yüzden oradaki desteğiniz bizim için çok kıymetli; ilginiz, sevginiz ve davetiniz için çok teşekkür ediyorum; pandemi biter bitmez soluğu yanınızda alacağım.

İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararına karşı Almanya’nın Başkenti Berlin’de düzenlenen etkinlik Türkiye’ye CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’e yapılan canlı bağlantı sonrası sorunsuz, Türkçe devrimci şarkılar, türküler, alkışlar ve sloganlarla sona erdi. Etkinliği yöneten ve moderasyonunu da üstlenen CHP Berlin Birliği Kenan Kolat’ın sık tekrarladığı anonslarla, katılımcı herkes MASKE’lerini çıkarmadı. Zaman zaman sosyal mesafe aralığı bozuldu ise de yapılan anonslarla düzeltilmeye çalışıldı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*